Bu sayfayı yazdır

AVRUPA ve AB-TÜRKİYE

Almanak 2006Anayasa taslağının Fransa ve Hollanda tarafından reddedilmesinden ve Bulgaristan ile Romanya’nın da zar zor üyeliğe alınmalarından sonra, AB kapısının yeni üyelere bir süre kapalı kalacağı belli olmuştu. Gerçekten de Birlik, entegrasyon kapasitesinin güçlenmesini sağlayacak yeni bir kurumsal yapıya ve parasal olanaklara kavuşmadan, başka bir genişlemeyi öngörmediğini açıklamıştı. Bu iki ülkenin 1 Ocak 2007 itibariyle üyeliğe kabulü, kapıyı eski Sovyet Bloku ülkelerine açan 2004 genişlemesinin son aşamasını oluşturuyordu. Komünizmin çöküşü sonrası gerçekleşen genişleme dalgası, bu iki üyelik ile artık sona ermiş oluyordu. Yugoslavya’nın dağılmasıyla oluşan yeni devletler ve bu arada Türkiye, umutlarını yeni ve daha olumlu bir konjonktürün ortaya çıkışına kadar ertelemek durumunda kalacaklardı. Sarkozy’nin Fransa Cumhurbaşkanlığına seçilmesi ve AB bünyesinde etkinlik kazanması ise, bekleme odasındaki adaylardan, Hırvatistan’ın değilse de, Türkiye’nin AB yolunu daha da ciddi biçimde kesti. 

Almanya’nın dönem başkanlığı

AB, 2005’te, iki halkoylamasında ret yanıtıyla karşılaşmıştı. Bu yüzden girmiş olduğu travmadan Almanya’nın 2007 başında açılan dönem başkanlığı süresi içinde çıkıp önünü açacak adımları planlayabilmeyi öngörüyordu. Oysa altı ay sonra, Almanya’nın dönem başkanlığı sonunda, Haziran 2007’de yapılan AB zirve toplantısında uçurumun eşiğinden dönüldü. İngiltere (Birleşik Krallık) ve Polonya’dan kaynaklanan görüş ayrılıkları bir ara AB’nin bölünme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu izlenimini dahi uyandırdı (Le Monde, 25.06.2007).

Ek bilgiler

  • Yazar: Aydın Cıngı
  • Yıl: 2006
  • Kurum: SODEV Başkanı