KENTSEL DÖNÜŞÜM ve YASAL SÜRECİN ANLAMI

Almanak 2007Bugün Türkiye’de “kentsel dönüşüm” adı altında konuşulan ve üzerine tartışılan konu, aslında eski gecekondu alanları ile gerilemiş tarihi kent merkezlerinin yeniden yapılandırılmasını hedeşeyen kentsel bir politikanın programıdır. “Kentsel dönüşüm” kavramsal olarak “kentsel sorunların çözümünü sağlayan ve değişime uğrayan bir bölgenin ekonomik, Şziksel, sosyal ve çevresel koşullarına kalıcı bir çözüm sağlamaya çalışan kapsamlı bir vizyon ve eylem” olarak tanımlanmaktadır.1 Bir başka tanım ise kentsel dönüşümün, kentsel bozulma süreçlerini daha iyi anlama ihtiyacından doğduğunu belirterek, gerçekleştirilecek dönüşümü, elde edilecek sonuçlar üzerine kurulan bir uzlaşma olarak tanımlar. Gerek yaygın tanımlarda gerekse eleştirel yaklaşımlarda, bir kentsel alanda yitirilen ekonomik etkinliğin yeniden kazanılması açısından kentsel dönüşümün önemi veya yetersizlikleri üzerinde durulmaktadır.

Kentsel dönüşüm politikasının belirlenmesinde genel bazı ilkeler çokça tekrarlanmaktadır: Ekonomik ve sosyal politikalarla uyum; yerel ihtiyaçlara yanıt verme; yeni iş olanakları yaratma; yaşayanları yerinde tutma ve amaçlardaki açıklık gibi. Buna rağmen merkezi yönetimin aşırı kontrolü, sosyal boyutun zayıf kalarak dönüşümün emlak geliştirme ekseninde ilerlemesi, katılım sürecinde yerleşik halkın etkin olamaması gibi konular sorun olarak yaşanan boyutlardır. Özel sektörün, yatırımcı olarak bu alana çekilmek istenmesi ise sosyal politika oluşturmayı baskı altına alan, hatta rant yaratan proje seçeneklerini öne çıkarabilmektedir. Yaşayanları yerinde tutma amacı da bu nedenle gerçekçi olamamaktadır. Çünkü yaşayanların ekonomik gücü yaratılan yüksek ekonomik değeri karşılamayacaktır. Kentsel dönüşüm en zor ekonomik ve sosyal sorunların çözülmeye çalışıldığı bir programdır. Dolayısıyla katılım süreci yerleşik halkın yanı sıra kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları gibi taraşarın oluşturduğu ortaklıklarla olmaktadır. Ama bu ortaklık katılımın Şkir birliğinin sağlanmasının zorlaşması ile hiyerarşik bir hale dönüşüp, merkezi bir belirlemeyle özel sektörün-girişimcinin önceliklerini gözetebilmektedir. Bu genel bir eğilim olarak özel sektörün beklentilerini besleyen bir durumdur.

Ek bilgiler

  • Yazar: Besime Şen
  • Yıl: 2007
Ara...