Ögeler etikete göre görüntüleniyor: Yüksek Öğretim

Almanak 12 13kapakSon yıllarda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanı tamamen kapitalist üretim ilişkileri içine çekilmektedir. Türkiye’de bu çerçevede eğitimin yeniden yapılandırılması süreci hız kazanmıştır. Eğitim ve sermaye arasındaki işbirliğine ve özellikle istihdam politikalarının gereği olarak eğitimin yeniden yapılandırılmasına dair vurgular artmıştır. fiunu belirtmek gerekir ki eğitim hiçbir zaman sermayeden ya da kapitalist sistemden tamamen bağımsız olmamıştır. Eğitimin geniş toplum kesimlerinde yayınlaştırılması da aslında o dönemin koşullarında sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleşmiştir (Apple, 2006; Rikowski, 2011). Okullar, sistemin kendini yeniden üretebilmesi için işgücünün seçilip sertifikalandırılmasına katkıda bulunur. Bununla beraber egemen kültür ve bilginin biçim ve içeriğini alıp koruyarak ve iletilmesi gereken meşru bilgi olarak tanımlayarak imtiyazların kültürel yollardan devamını da sağlar (Apple, 2006: 85). Ancak Özsoy’un (2012: 47) da belirttiği gibi okul ve üniversite basit bir ideolojik aygıt, kaybedilmiş bir mevzi, egemenlerin kar aracı değildir aksine okul ve üniversite “tahakküm”ün olduğu kadar “özgürleşme”nin de alanıdır. Okul ve üniversite, bileşenlerinin (öğretmen, öğrenci, veli vb.) güçlendirilmesini ve kendi kendilerini dönüştürmelerini mümkün kılan bir çelişki, çatışma ve direniş alanıdır (Özsoy, 2012: 47). Sotiris (2012) de benzer şekilde eğitim ve bilginin metalaştığı günümüzde üniversitelerin aynı zamanda sosyal, politik ve ideolojik yeniden üretimdeki rolünü göz önüne alarakaynı zamanda mücadele alanı olduğuna dikkat çekmektedir. Dolayısıyla eğitim ya da özel olarak yükseköğretim sistemi aynı zamanda eleştirel düşüncenin de var olabileceği alanlardır (Callinicos, 2006). Son dönemin ayırt edici özelliği ise eğitimde ve özel olarak yükseköğretimde, eleştirel düşüncenin var olabilme imkânlarının tamamen ortadan kaldırılmak istenmesidir. Eğitimin içeriğinin sadecepiyasanın talep ve beklentilerine göre belirlenmesi istenmekte eğitim alanı, metalaşan bilginin, hükümetler, şirketler ve sermaye için “faydalı bilginin” üretimi, değişimi ve tüketimi için bir pazar haline getirilmeye çalışılmaktadır (Akyol vd. 2008: 8). Bu değişim, eğitimin ilk adımı olan ilköğretimden, üniversite ve sonrasına kadar tüm “yaşam süresini” kaplamaktadır.

Ek bilgiler

  • Yazar Miris Meryem Kurtulmuş
  • Yıl 2012, 2013
Yayınlandığı kategori Eğitim
Ara...