Ögeler etikete göre görüntüleniyor: İşsizlik

Almanak 2009Küresel düzeyde olduğu gibi Türkiye’de de işsizlik yıldan yıla artıyor. Ocak 2009 itibariyle işsizlik rakamı yüzde 15.5 oranına ulaşmış durumda (Tablo 1). Genel işsizlik rakamı böyle olmakla birlikte, cinsiyetlere göre bakıldığında kadınerkek arasında önemli farklılık olduğu görülüyor. 2009 yılı rakamlarına göre tarım dışı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 16 iken kadınlarda yüzde 21.9 düzeyinde (TESK, 2010: 2). Egemen görüşe göre işsizliğin yüksek olmasının nedeni emek piyasalarının katılığı. Örneğin Dünya Bankasının (DB) Türkiye İşgücü Piyasası 2006 raporuna göre işçileri işten çıkarmanın maliyetinin yüksek olması işvereni yeni işçi alımında çekingen davranmaya itebiliyor. Buna göre; yüksek kıdem tazminatı gibi düzenlemeler işçileri işten çıkarmayı maliyetli hale getirerek işi korumak için tasarlanmış olsa da yüksek işgücü maliyeti istihdamı azaltıcı etkide bulunabiliyor. Kıdem tazminatlarının yüksek olması muhtemel doğrudan yabancı sermaye girişlerini de engelleyebiliyor. Yine rapora göre işsizliğe çözüm getirilmek isteniyorsa aktif işgücü piyasası politikaları yürütülmeli, emek süreçleri aktif hale getirilmeli (DB, 2006: 3-6).”

Oysaki gerek emek piyasasının reel durumu gerekse 2003’den itibaren uygulamaya konulan emek piyasasının esnekleştirilmesine yönelik düzenlemeler düşünüldüğünde durumun hiç de böyle olmadığı aşikâr. Onaran (2007), çalışma saatlerinin ayarlanması, işten çıkarma ve ücretlerin düşmesi söz konusu olduğunda, emek piyasasının da ücretlerin de tamda işverenin istediği gibi esnek olduğunu, hem kriz dönemlerinde hem de uluslararası rekabete uyum aşamasında işverenlerin bütün uyumu emekçilerin ücretlerinin esnekliğine yıktığını belirtiyor (Onaran, 2007: 3).

Ek bilgiler

  • Yazar Nuray Ergüneş
  • Yıl 2009
Yayınlandığı kategori Kadın

Almanak 2009İşsizlik olgusu ile ilgili çeşitli iktisat kuramlarının farklı yaklaşımları mevcuttur. Buna göre klasik iktisatta ve neoliberal yaklaşımda işsizlik yapısal bir sorun olarak görülmezken, Keynesyen iktisatta işsizlik ilk kez sistematik olarak ele alınmış ve genellikle eksik talep olgusu dolayımında değerlendirilmiştir. Marksist yaklaşım ise işsizliğin sermaye birikim sürecinin kendi doğası gereği açığa çıktığını ve işsizliğin sistemin işleyişinde önemli bir yere sahip olduğunu ileri sürmektedir. Bu çalışmada, öncelikle farklı iktisat okullarının işsizlik olgusunu ele alma biçimleri eleştirel bir şekilde değerlendirilecek, ardından da Marksist yaklaşımın sağladığı olanaklarla, işsizlik olgusunu yaratan temel mekanizmalara işaret edilecektir. Son olarak ise, üçüncü bölümde ortaya konulan yaklaşımdan hareketle, özellikle 2001 krizi sonrası Türkiye’de görülen kalıcı ve yüksek oranlı işsizliğin nedenlerinin anlaşılması üzerine, alternatif bir çerçeve önerilecektir.

Ek bilgiler

  • Yazar Ümit Akçay
  • Yıl 2009
Yayınlandığı kategori Ekonomi

Almanak 2002Yeni dünya ekonomik düzeni, neoliberalizm, ülkemizde 80'lerden beri uygulanıyor. Ekonomi politikaları bu dönemde artan ölçüde uluslararası kurumların güdümüne girdi. Ülke IMF'ye teslim edildi, halkın kaderi 'serbest piyasalar' ın elindedir.

Özelleştirme, taşeronlaştırma, kamu hizmetlerinin kısılması ve ticarileştirilmesi hayata geçirilirken sanayileşme, yatırım, büyüme, teknolojik gelişme, istihdam ve gelir dağılımı gibi konuların sözü bile edilmemektedir.

Bu süreç içerisinde esnek, güvencesiz, kayıtsız çalışma yaşamı yaygınlaştırılırken, işçi sınıfının canı, kanı pahasına yarattığı mevziler ardı ardına yok edilmiştir.

Küreselleşme söyleminin emekçiler için kötü bir şaka olduğu acı deneyimlerle doğrulanmış bulunuyor.

Kapitalist merkezleri de içine alan küresel yoksulluk derinleşirken, geleneksel mücadele yöntemlerini baltalayan yapısal dönüşümler nedeniyle işçi sınıfı bozgun havası yaşamakta ve ezilenler aleyhine gelişen bu sürece karşılık, etkin mücadele biçimleri geliştirilememektedir. Bu öyle bir paradoksa dönüşmüştür ki, emekçiler açısından daha fazla taşeronlaşma, daha fazla işsizlik, daha fazla yoksulluk, aynı zamanda daha fazla örgütsüzlük anlamına gelmektedir.

Ek bilgiler

  • Yazar Serpil Kemalbay
  • Yıl 2002
  • Kurum Dayanışma Evleri
Yayınlandığı kategori Emek Hareketi

Ülkemizde İşsizlik Sigortası 25.8.1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanun[1] ile kurulmuştur. Söz konusu Kanunda işsizlik sigortasına ilişkin hükümlerin 1.6.2000 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği belirtilmiştir (m.63). 4447 sayılı Kanun İşsizlik Sigortası Kanunu başlığını taşıyorsa da beşi Sosyal Güvenlik, biri İş Kanunu olan yedi Kanunda[2] önemli değişiklikler yapan bir Kanundur.

İşsizlik sigortası prim kesintileri, 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2000 tarihinde başlamakla birlikte, işsizlik sigortası uygulamasına 1 Şubat 2002 tarihi itibariyle geçilmiştir. Dolayısıyla ilk işsizlik ödemeleri Mart 2002 tarihinde başlamıştır[3]. Bu bağlamda 2002 yılı itibariyle kapsam, finansman, yönetim ve sağlanan yardımlar yönünden işsizlik sigortası uygulaması incelenecektir.

  1. İşsizlik Sigortasının Kapsamı

        4447 sayılı Kanunun madde 46/II hükmüne göre; işsizlik sigortası kapsamına;

  • 506 Sayılı Kanunun 2. maddesine göre sigortalı olanlar,
  • Ücretli ve sürekli olarak ev hizmetlerinde çalışanlar,
  • Mütekabiliyet esasına dayalı olarak yapılan anlaşmalara göre Türkiye'de sigortalı olarak çalışan yabancılar, 
  • 506 Sayılı Kanunun ek geçici 20. maddesi kapsamına girip de memur ve sözleşmeli statüde olmayanlar,
  • 506 Sayılı Kanunun 3. maddesinde sayılanlardan kamu sektörüne ait tarım ve orman işlerinde ücretle, özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde ücretle ve sürekli olarak, tarım sanatlarına ait işlerde,
  • Tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden sayılmayan işlerde,
  • Tarım işyeri sayılmayan işyerlerinin park, bahçe, fidanlık vb. işlerde çalışanlar,
  • Ücretli ve sürekli olarak ev hizmetlerinde çalışanlar ve
  • Mütekabiliyet esasına dayalı olarak yapılan anlaşmalara göre Türkiye'de sigortalı olarak çalışan yabancılar

girmektedir[4]. Buna karşın;

  • Kamu sektörüne ait tarım ve orman işlerinde ücretle, özel sektöre
    ait tarım ve orman işlerinde ücretle ve sürekli olarak, tarım
    sanatlarına ait işlerde, Tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden
    sayılmayan işlerde, Tarım işyeri sayılmayan işyerlerinin park, bahçe,
    fidanlık vb. işlerde çalışanlar hariç tarım işlerinde çalışanlar,
  • İşverenin ücretsiz çalışan eşi,
  • Konut içinde aile efradınca yapılan işlerde çalışanlar,
  • Ücretle ve sürekli çalışanlar hariç ev işlerinde çalışanlar,
  • Askerlik hizmetlerini yapmakta olanlar,
  • Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanlar,
  • Ülkelerinde sigortalı olan yabancılar,
  • Meslek okulunda pratik eğitim yapan öğrenciler,
  • Ceza evlerinde atölyelerde çalışan mahkumlar,
  • Rehabilitasyon tedbirlerine katılan hastalar ve
  • Kendi nam ve hesabına çalışanlar

İşsizlik sigortası kapsamında değildir[5].

               İşsizlik sigortası kapsamına giren tüm sigortalılar için zorunludur. 4447 sayılı Kanunun kapsamına giren ve halen çalışmakta olanlar Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2000 tarihinde, yeni işe girenler işe başladıkları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı olurlar (m.48/5). İşsizlik sigortasından sadece sigortalı olarak çalışan işçiler yararlanmaktadır. Emekli olduktan sonra çalışanlar, memurlar ve sözleşmeli personel olarak çalışanlar işsizlik sigortası kapsamında değildir.

  1. İşsizlik Sigortasının Yönetimi ve Finansmanı

Sigortalılara işsiz[6] kalmaları halinde 4447 sayılı Kanunda öngörülen ödeme ve hizmetlerin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla kurulan işsizlik sigortası ile ilgili her türlü hizmet ve işlemlerin yapılmasından Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürlüğü[7] görevli, yetkili ve sorumlu tutulmuştur.

 4447 sayılı Kanunun 49. maddesine göre, işsizlik sigortasının gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere işsizlik sigortasının kapsamına giren sigortalılar, bunları çalıştıran işverenler ve devlet işsizlik sigortası primi öder. 4447 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4571 sayılı Kanunla değişik birinci fıkrasına göre sigortalının %2, işverenin %3 ve devletin %2 oranında işsizlik sigortası primi ödemesi öngörülmüşken, 4726 sayılı 2002 Yılı Bütçe Kanunu gereğince bu oranlar düşürülmüştür. Buna göre 2002 yılı için aylık brüt kazançlar üzerinden sigortalı %1, işveren %2 ve Devlet %1 oranında prim ödeyecektir[8].

 İşverenler tarafından ödenen işsizlik sigortası primleri, kazancın belirlenmesinde gider olarak kabul edilir. Sigortalılarca ödenen primlerde gerçek ücretin hesaplanmasında gelir vergisi matrahından indirilir (m.49/IV).

 4447 sayılı Kanuna göre, işsizlik sigortası primleri işçi ve işveren payları Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından toplanır. SSK bir ay içinde topladığı primler ile gecikme zammı, faiz ve cezaları ayrı ayrı göstermek suretiyle, topladığı ayı izleyen ayın 15’ine kadar İŞKUR bünyesinde oluşturulan İşsizlik Sigortası Fonuna aktarır. İşsizlik Sigortası Fonunun yönetim kurulu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakın ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın önerisi üzerine, müşterek kararname ile atanan birer temsilci (iki hükümet temsilcisi) ile en fazla işçi ve işvereni temsil eden işçi ve işveren konfederasyonları tarafından seçilen birer temsilci (Türk-İş ve TİSK’ten birer temsilci) olmak üzere dört kişiden oluşur. Fon yönetim kuruluna Bakanlık temsilcisi başkanlık eder[9].

İŞKUR SSK’nun ay itibariyle İşsizlik Sigortası Fonu’na aktardığı işçi ve işveren prim payları toplamının 1/3’ünü devlet payı olarak Hazine Müsteşarlığından talep eder. Daha önce bu oran 1/5’ti. 2002 Mali Bütçe Kanunuyla işsizlik prim oranları 1’er puan düşürüldüğünden 2002 yılı için üçte bir oranında hesaplanarak Hazine Müsteşarlığından talep edilmektedir. Hazine Müsteşarlığı talep edilen miktarı talep tarihini izleyen 15 gün içinde Fona aktarır.

 İşsizlik Sigortası Fonunun gelirlerini, SSK tarafından tahsilatı yapılarak fona aktarılan primler ve gecikme zamları ile Hazine tarafından aktarılan devlet payı, işverenlerden alınan idari para cezaları ve fonun değerlendirilmesi ile elde edilen faiz gelirleri oluşturmaktadır. 4447 sayılı Kanunun uygulanmaya başlandığı 1 Haziran 2000 tarihinden itibaren 2002 yılı Kasım ayı itibariyle İşsizlik Sigortası Fonu gelirlerine ilişkin bilgiler şu şekilde gösterilebilir:

Tablo 1: 2002 Yılı İtibariyle İşsizlik Sigortası Fonu Gelirleri

 

 

GELİRLER

TOPLAM

(30 Kasım 2002 Tarihi İtibariyle)

İşçi ve İşveren Primleri

1.716.272.31

Gecikme Zammı

6.035.84

Devlet Katkısı

650.157.53

Faiz Gelirleri

2.351.461.91

İdari Para Cezaları

632.84

Toplam

4.724.560.43

Kaynak: T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Fonu Aylık Basın Bülteni, No:26, Aralık 2002, http://www.iskur.org.tr/mydocu/basin_bulteni-aralik.html (17.04.2003), s.2.

            İşsizlik Sigortası Fonunun giderlerini ise; sigortalı işsizlere verilen ödenekler, hastalık ve analık sigortası primleri, meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimi giderleri ile işsizlik sigortası hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için Fon yönetim kurulu tarafından yapılan harcamalar oluşturmaktadır. 2002 tarihi itibariyle İşsizlik Sigortası Fonunun toplam gideri, 48.732.64 TL’dir[10].

  1. İşsizlik Sigortası Yardımları

       4447 sayılı Kanunun 48. maddesine göre, işsizlik sigortasından sağlanan yardımlar şu şekilde sıralanabilir:

  • İşsizlik ödeneği,
  • Sağlık sigortası hizmetleri,
  • Danışmanlık ve işe yerleştirme hizmetleri ve
  • Mesleki eğitim hizmetleri.

 Söz konusu bu yardımlardan yararlanabilmek için, sigortalının kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalması, son üç yıl içinde en az 600 gün prim ödemesi ve işsiz kalmadan önceki 120 gün içinde de kesintisiz prim ödemiş olması gerekmektedir. Ayrıca hizmet akdinin sona erdiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde sigortalının işten ayrılma bildirgesi ile birlikte İŞKUR ünitelerine başvurması gerekmektedir. İşten ayrılma bildirgesi, 4447 sayılı Kanunun 51.maddesinde belirtilen hallerden birisine dayalı olarak 31.01.2002 tarihinden itibaren hizmet akitleri sona erecek olan sigortalılar hakkında düzenlenecektir. 01.06.2000-29.01.2002 tarihleri arasında hizmet akitleri feshedilen sigortalılar için bir hak sahipliği söz konusu olamayacağından, bu tarihler arasında işten ayrılma bildirgesi düzenlenmeyecektir.

Kuşkusuz bu yardımlardan işsiz kalan sigortalı açısından en önemlisi işsizlik ödeneğidir. İşsizlik ödeneğinin verilme süreleri, prim ödeme gün sayılarıyla orantılıdır. Buna göre 1 Haziran 2000 tarihinden itibaren hizmet akdinin sona ermesinden önceki 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde 600 gün çalışmış olan sigortalılara 180 gün, 900 gün çalışmış olan sigortalılara 240 gün, 1800 gün çalışmış olan sigortalılara 300 gün süre ile işsizlik ödeneği verilir. İşsizlik sigortasının ilk uygulanmaya başladığı Mart 2002 tarihinden başlamak üzere 2002 yılı sonu itibariyle aylara göre işsizlik ödemelerinden yararlanan kişi sayısı ve ödemelerin miktarı şu şekilde gösterilebilir:

               Tablo 2: 2002 Yılı İtibariyle İşsizlik Sigortası Ödemeleri

 

Yararlanan Kişi Sayısı

Miktarı

Mart

5.710

1.254.87

Nisan

13.126

2.413.77

Mayıs

20.463

3.212.91

Haziran

26.472

3.842.78

Temmuz

32.902

4.914.75

Ağustos

36.068

5.150.41

Eylül

39.333

6.204.26

Ekim

39.692

6.391.167

Kasım

40.637

6.566.10

Aralık

41.953

6.862.90

Kaynak: T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Fonu Aylık Basın Bülteni, No:26, Aralık 2002, http://www.iskur.org.tr/mydocu/basin_bulteni-aralik.html (17.04.2003), s.1; T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Fonu Aylık Basın Bülteni, No:30, Nisan 2003, http://www.iskur.org.tr/basinbulteni/basin_bulteni-nisan.html (17.04.2003), s.1.

 İşsizlik ödeneğinin miktarı, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama net kazancının % 50’sidir. Ancak ödenek tutarı, 1475 sayılı İş Kanununun 33. maddesine göre sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin netini geçemez. İşsizlik ödeneği damga vergisi hariç, herhangi bir kesintiye tabi tutulamaz ve nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez.

 İşsizlik ödeneği, ödeneğe hak kazanılan tarihi izleyen ayın sonundan itibaren ve her ayın sonunda aylık olarak işsizin kendisine ödenir.

Sonuç olarak işsizlik sigortası, işsizliği önlemeye yönelik bir tedbir olmamakla birlikte, işsizliğin zararlarını giderici bir özelliğe sahip bir sosyal sigorta programıdır. İşsizlik sigortasının iyi işlemesi iş güvencesinin de sağlanmasını gerektirir. Ayrıca işsizlik sigortasının kurulması, İş Kanununun 14. maddesinde düzenlenen işsizlik sigortası işlevine sahip olan kıdem tazminatı müessesesinin yeniden düzenlenmesini de gündeme getirmektedir[11].

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Ali Güzel-Ali Rıza Okur, Sosyal Güvenlik Hukuku, Yenilenmiş 8. Bası, İstanbul, 2002, s.21-22.

ŞAKAR Müjdat, Sosyal Sigortalar Uygulaması, Yenilenmiş 6. Baskı, Beta Ya.No:1257, İstanbul, 2002.

TUNCAY A. Can, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 10. Bası, Beta Ya.No:499, İstanbul, 2002.

TUNCAY A. Can, “Genel Çizgileriyle 4447 Sayılı Kanun”, Çimento İşveren Dergisi, C.14, S.1, Ocak 2000.

Kristal-İş, İşsizlik Sigortası, http://kristalis.org.tr/issizlik_sigortasi.htm.

R.G., T.8.9.1999, S.23810.

T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Uygulamaları, http://www.iskur.gov.tr/mydocu/sigorta.html.

T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Fonu Aylık Bülteni, No:26, Aralık 2002, http://www.iskur.gov.tr/mydocu/basin_bulteni_aralik.html (17.04.2003).

T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Fonu Aylık Basın Bülteni, No:30, Nisan 2003, http://www.iskur.org.tr/basinbulteni/basin_bulteni-nisan.html (17.04.2003).


 

[1] R.G., T.8.9.1999, S.23810.

[2] 4447 sayılı  Kanun “Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ile İş Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanunlara Ek ve Geçici Maddeler Eklenmesi, İşsizlik Sigortası Kurulması, Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanunun İki Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”dur.

[3] Kristal-İş, İşsizlik Sigortası, http://www.kristalis.org.tr/issizlik_sigortasi.htm (17.04.2003), s.1; T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Fonu Aylık Basın Bülteni, No:26, Aralık 2002, http://www.iskur.org.tr/mydocu/basin_bulteni-aralik.html (17.04.2003), s.1.

[4] Ali Güzel-Ali Rıza Okur, Sosyal Güvenlik Hukuku, Yenilenmiş 8. Bası, İstanbul, 2002, s378-379.

[5] Güzel-Okur, s.380.381.

[6] “Çalışma istek ve yeteneğine sahip olup, mevcut çalışma ve ücret koşullarına göre emeğini arz ettiği halde uygun iş bulamayan kişilere” işsiz denir. Bu konuda bkz.: Güzel-Okur, s.375’de 1 nolu dipnot.

[7] 4447 sayılı Kanun yürürlüğe girdiğinde, işsizlik sigortasının idari yönetimi, İş ve İşçi Bulma Kurumuna verilmişti. Ancak 28.4.2000 tarih ve 617 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile İş ve İşçi Bulma Kurumunun yerini almak üzere, Türkiye İş Kurumu oluşturulmuştur. Türkiye İş Kurumunun oluşturulmasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamede Anayasa Mahkemesinin 31.10.2000 tarih ve 63 Esas, 36 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiş ve bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmamıştır Güzel-Okur, s.378.

[8] Kristal-İş, s.1, Kristal-İş, T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, İşsizlik Sigortası Uygulamaları, http://www.iskur.gov.tr/mydocu/sigorta.html (17.03.2003), s.1.

[9] Kristal-İş, s.4.

[10] T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Aralık 2002, s.2.

[11] Okur-Güzel, s.377-378; A. Can Tuncay, “Genel Çizgileriyle 4447 Sayılı Kanun”, Çimento İşveren Dergisi, C.14, S.1, Ocak 2000, s.3.

Ek bilgiler

  • Yazar Nuray Gökçek Karaca
  • Yıl 2002
Yayınlandığı kategori Emek Hareketi
Ara...