Bu sayfayı yazdır

DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜNDE GENEL EĞİLİMLER

Almanak 2006İkinci Dünya Savaşı sonrasında kapitalist sistem yeniden yapılanma içerisine girer. Söz konusu olgunun en önemli dinamiği, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı arasında sermaye biriktirme olanaklarını önemli ölçüde geliştiren ABD’nin, İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde kapitalist sermaye birikiminin uluslararası ölçekteki işleyişine ilişkin belirleyiciliğinin artması, bir diğer ifade ile kapitalist sistem içerisinde hegemonik bir konum elde etmesidir. Savaşın sonuna gelindiğinde ABD sermayesinin sahip olduğu birikim olanakları çarpıcı boyutlardadır. Dünya altın rezervlerinin %60’ı ABD’nin elindedir, dünyadaki petrol ve çelik üretiminin %70’i ABD’de gerçekleştirilmektedir. Benzer şekilde tarım ürünleri ve gıda üretiminde de ABD sermayesi azımsanmayacak bir güce ulaşmıştır. Örneğin bu dönemde dünya tütün üretiminin %65’i; mısır ve pamuk üretiminin %60’ı ABD’de gerçekleştirilmektedir (Eralp, 1948). Denetimi altında tuttuğu bu kaynaklar elbette ki ABD sermayesine birikim olanakları açısından özellikle Batı Avrupa ülkeleri karşısında önemli üstünlük sağlar. Örneğin bu dönemde, ABD’nin, kendisinden sonra en yüksek üretim gücüne sahip olan İngiltere ile arasında yedi kat üretim farkı vardır (Jenkins, 2001); 1938–1948 arasında Batı Avrupa’da 100’den 87’ye düşen safi ulusal hâsıla endeksi, ABD’de 165’e yükselmiştir (Türkay, 1995). Üretim olanaklarında görülen bu artış, ABD’nin diğer kapitalist ülkeler karşısında ekonomik üstünlük elde etmesinin yanında, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, dünya kapitalizminin yeniden yapılanmasında temel dinamiği oluşturan bir başka olguyu ortaya çıkarır: Üretici sermayenin uluslararasılaşması.

Ek bilgiler

  • Yazar: Tolga Tören
  • Yıl: 2006