Bu sayfayı yazdır

TOPLUMSAL BELLEĞİN KÜLTÜREL KİMLİK İNŞASINDAKİ ROLÜ: ALEVİLİK ÖRNEĞİ

Almanak 2006Yazımın konusunun neden kültürel kimlik olduğunun cevabı aslında günümüzde artarak devam eden kimlikler arası çatışmalarda aranmalıdır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla hız kazanan “kimlik mücadeleleri” çoktan masumluğunu ve meşruiyetini yitirmiş, halklar arasında uzlaşmaz sınırlar çizerek toplumu kamplara bölmüştür. Oysa bir zamanlar halklar, sınıfsal mücadele alanı içersinde hem farklı kimlikleriyle bir arada durabilmekteydi hem de meşru kimlik taleplerini yine bu zeminden sürdürebilmekteydi. Norman Itzkowitz’den (akt. Volkan 1999: 17) hareketle, sosyalist bir toplumdaki temel bölünme sınıfsal bir zeminde ve yatay bir bölünmeyken,  ulus çizgisindeki  toplumda temel bölünme, insanları etnik ve milli gruplara ayıran dikey bir bölünme olarak kendini göstermektedir. Üstelik söz konusu dikey bölünmeler çoğunlukla kültüralist ve özselci bir bakış açısının ürünleri olduğu için, halkları birbirinden daha da uzaklaştırmakta ve birbirine düşman toplumlar yaratmaktadır. Kültürel kimlikler üzerine yazılan çalışmalar incelendiğinde her birinin, temsil ettikleri kimliklerin kadim, özel ve biricik olduğuna dair bir çaba içinde oldukları görülmektedir.

Ek bilgiler

  • Yazar: Ceyhan Süvari
  • Yıl: 2006