Ülkenin pek çok açıdan birbirinden farklı bölgelerinde gerçekleşen işçi eylemleri, sendikalaşma girişimleri ve fabrika direnişleri, Türkiye işçi sınıfı açısından her zaman ö¤retici dersler ortaya çıkarmıştır. Ço¤unlukla kendili¤inden ve çeşitli biçimlerde ortaya çıkan bu eylemlerin işçilerin bilinçlenmesinde ve emek hareketinin ilerlemesindeki rolü yadsınamaz.
İşçi eylemleri denilince akla öncelikle örgütlü işçilerin eylemleri ya da sendikalaşmak için yapılan eylemler gelir. Oysa işçi hareketi ne sadece sendikaların, sendikalaşmak isteyen işçilerin yaptıkları eylemlerden ibarettir ne de şu yada bu düzeyde gerçekleşen sendika eylemleri tek başına işçi eylemlerinin tamamını oluşturur. Tek tek işyerlerinde ücretlerin yükseltilmesinden, işçiler açısından hayati önemi olan sigortalı çalışmaya; çalışma sürelerinin kısaltılmasından, çalışma koşullarının düzeltilmesine kadar pek çok konu işçilerin ço¤u zaman kendiliğinden bir araya gelerek tavır almalarını, yaşadıkları sorunlara tepki göstermelerini sa¤lamıştır.
İşçilerin işyerinde, evinde, mahallesinde, kısacası tüm ekonomik-sosyal-kültürel yaşamında ortaya çıkan ilişkilerden etkilenen bir olgu olarak görülmesi gereken işçi eylemlerinin sadece biçimi ve sonuçları açısından de¤erlendirilmesi, bu eylemleri ortaya çıkaran nedenleri bir taraftan geri plana iterken, di¤er taraftan da bu eylemlerinin neden-sonuç ilişkisi içinde de¤erlendirilmesini güçleştirir. Bu de¤erlendirme yazısında yakın geçmişte gerçekleşen işçi eylemlerinin niteli¤i ve emek hareketinin genişleme olanakları açısından bu eylemlerin nasıl yorumlanması gerekti¤i üzerinde durulacaktır.