2001 yılından hatırlarda en çok kalacak olanlardan biri de ilginç isimleriyle ardarda düzenlenen operasyonlardı belki de.
Beyaz Benzin, Beyaz Şahin, Balina, Paraşüt, Kasırga, Kartal, Beyaz Enerji, Birinci Perde, Buffalo, Akrep, Beyaz Önlük, Vurgun, Örümcek Ağı Operasyonları ilk elden ismi aklımıza gelenler. Bilimum mahlukat adlarıyla da kodlandırılan bu operasyonları duyunca kendimizi müthiş bir macera ve casusluk filmi festivalinde sanıyorduk sanki.
Operasyonlar ballandıra ballandıra televizyonlarda ve gazetelerde sergileniyor, ardarda baskınlar düzenleniyor, binlerce isim ve belge bolluğu ortada geziniyordu. Bu kadar belge, bilgi ve suç ilişkisi karşısında gören de hortumcuların sonunun geldiğini zannediyordu. Her operasyondaki ilişkiler bir yerlere uzanıyordu elbette. Bugün sayıları 30 bin olarak açıklanan dolar milyonerlerinin hemen tamamının bu ilişkiler içersinde müstesna bir yeri vardı mutlaka.Temiz toplum, şeffaflık, hortumcuların bitirilmesi, çağdaş bir ülkeye geçiş sık sık duyduğumuz laflardı, bu operasyonlarla birlikte 2001 yılı boyunca. Bütün bunlar bizlere başka bir dönemi, yakın geçmişi hatırlatmıyor değildi. Çok değil daha birkaç yıl önce Susurluk tartışmaları sırasında da benzer lafları bol bol duymuştuk. 'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' dönemin temel sloganı idi.
Susurluk tartışmaları sırasında da çeteler, cinayet şebekeleri, karanlık ilişkiler, vurguncular, soyguncular gözler önüne serilmişti. Binlerce belge ve bilgi ortalığa saçılmıştı. 'Gittiği yere kadar gidecek' lafı yetkililerin ağzından düşmüyordu. Kiralık ülkücü katiller, özel timciler, polis şefleri, milletvekilleri, bakanlar vs. bu karanlık suç ilişkilerinin tam ortasındaydı. Her sabah yeni bir belge, bilgi ortaya çıkıyordu. İzler takip edildiğinde devletin yukarılarına doğru giderek tırmanıyordu. Artık kimse 'münferit vaka' açıklamalarına inanmıyordu. Tam tersine emir-komuta ilişkisi içersinde bir organizasyonla karşı karşıya olunduğu ortadaydı.
Susurluk kazasının üzerinden çok değil, 5-6 yıl bile geçtikten sonra bunca iddiaya, itirafa, bilgiye ve belgeye rağmen ortada hiçbir şey kalmamıştı. Birkaç yıl hapse mahkum edilen 3-5 özel timci için bile haksızlık yapıldığı gerekçesiyle yoğun kampanyalar düzenleniyordu. Emekli generaller çıkıp 'Bu çocuklar herşeyi bilgimiz dahilinde yaptı' diyebiliyordu. Değişen hiçbir şey yoktu. Binlerce cinayet halen faili meçhul idi. Tutuklanan özel timci 'Devlet için 97 cinayet işledim' diyordu ama bir tanesini bile kimse sormuyordu. Güneydoğudaki savaşın kaçakçılarla elele tonlarca uyuşturucu kaçırılarak finanse edildiği resmi raporlara bile giriyordu ama bir gramının bile hesabı sorulmuyordu.