Ögeler etikete göre görüntüleniyor: Kadına Yönelik Şiddet

Almanak 2011“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”

Resmî rakamlara göre Türkiye’de 2002-2011 yılları arasında 706 608 iş kazası (“kaza” olayın resmî adı. Gerçekte bunlar birer “cinayet”...) meydana geldi. Bunlarda 10 297 işçi yaşamını yitirirken, 15 961 işçi de iş göremez hâle geldi. Sadece 2010 yılında iş kazalarında yaşamını yitiren işçi sayısı 1500, iş göremez hâle gelenlerin sayısı ise 2000...

Yine resmî rakamlara göre 2005-2011 yılları arasında 10 584 kadına yönelik şiddet (cinayet, taciz, tecavüz) vak’ası adlî mercilere yansıdı. Bu vak’alarda toplam 4190 kadın yaşamını yitirdi. Sadece 2009 yılında eril şiddet nedeniyle yaşamını yitiren kadın sayısı 1126. Ruhen çöküntüye uğrayan, özgüvenini yitiren kadın sayısı belli değil (bunun istatistiği tutulmuyor!).

Ek bilgiler

  • Yazar Sibel Özbudun
  • Yıl 2011
Yayınlandığı kategori Kadın

Almanak 2010Kadına yönelik şiddetin hız kesmediği Türkiye’de kadın cinayetlerinin 2002-2009 yılları arasında yüzde 1400 arttığını öğrendik. 2009’un ilk 7 ayında 953 kadın öldürülmüş. 2010’un ilk 9 ayında 478 kadın tecavüze, 722 kadın tacize uğramış. Bu veriler niceliksel göstergelerin soğuk ve sanal varoluşunun aksine, kanımızı donduracak denli gerçek.

Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet hızla tırmanırken kitleleri ekrana bağlayan dizilere dört erkeğin genç bir kadına tecavüzünü konu edinen bir dizi eklendi: Fatmagül’ün Suçu Ne?

Dizinin yayına girmesi ve özellikle tecavüz sahnesinin ardından tecavüzün çeşitli biçimlerde pornograŞkleştirildiğine tanık olduk. Pazarlarda Fatmagül’ün “donu” yok sattı; “ister sev ister tecavüz et” sloganıyla şişme Fatmagül bebekleri piyasaya sürüldü; hemen hepsi erkek bir çok köşe yazarı ağızlarının suyu akarak Fatmagül’ü, diziyi, tecavüzü polemik konusu yaptılar. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, 17 Ekim 2010 gecesi Habertürk kanalında Ali Poyrazoğlu’nun sunduğu “Gölgede Muhabbet” adlı programda “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisindeki tecavüz sahnesi parodi olarak sergilendi. Ali Poyrazoğlu’na, tecavüzü normalleştirerek meşrulaştırdığı tepkileri yağdı. Tepkilere rağmen Ali Poyrazoğlu ve kanal yönetiminden bir açıklama ve beklenen özür gelmedi.

Ek bilgiler

  • Yazar Melda Yaman Öztürk
  • Yıl 2010
Yayınlandığı kategori Kadın

Almanak 2010Kadın bedeni, başka birçok özellikten çok daha fazla kadını anlatan bir konumda hükmünü sürüyor.

Kadının bedeni, onun kimliğidir adeta. 

Erkek egemen bir toplumun aktarım biçimi olarak şiddet, kadın bedenine türlü yollardan zulmeder.

Güzellik Sopası

Beden, kadının yaşamının kontrolünde kilit bir konuma yerleşmiş, hayatına oradan seslenir. Kadın bir türlü memnun edemediği abus bedeniyle, iradesizliğinin beyanı olarak her daim yüzünde şaplağın tehdidini hisseder. Kendine güvenmek, işte başarılı olabilmek ve hatta bazen iş sahibi olabilmek için bedenle ilgili belli kıstasların karşılanması icap eder. Öyle ki; asgari ücretle prezentabl olmak, ağzını açmış yutacak vasıfsız genç bekleyen iş sektöründe neredeyse kadın işçi olmanın gereğini aşmış, kadın olmanın vazgeçilmezi haline gelmiştir.

Kadın için "bir türlü kabına sığmayan" beden, öncelikle bir günah deposudur; kışkırtıcıdır. Ama cehaletle etiketleneceği sınırı geçmeyen bir doğurganlık ile kutsanan toplumsal bir dikkati de üzerinde taşır. Hem herkesi baştan çıkarabilecek kadar güzel olsun, hem bir tek 'sahibi olan' erkeği baştan çıkarsın'dır. Hem doğursun, hem güzel kalsın'dır. Önce cinsellikte toy bir bakire olsun, hemen sonra kocasına cinsel oyunların kitabını yazsın'dır. Parça başı işlerde eli mıncık mıncık olsun, tarla başında güneşten kurusun, ip campazı misali salındığı topuklu ayakkabılar üzerinde oradan oraya koşuştururken cılkı çıksın, masa başında paralansın ama evin içine girdi mi yatağın yedi sihri bulaşsındır orasına burasına, parıl parıl parlasın. Ya da evde yedi kocalı Hürmüz, dışarda erkek fatma...

Ek bilgiler

  • Yazar Gülnur Elçik
  • Yıl 2010
Yayınlandığı kategori Kadın

Almanak 2010Erkeklerin kadınlar üzerinde kurmuş olduğu tahakküm ve denetim biçiminden en iç acıtanı ve kabul edilemez olanı kuşkusuz şiddet. Kadının bedenine ve ruhuna yönelik en büyük tehdidi oluşturan şiddet tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her yıl katlanarak artıyor. Son yedi yılda kadına yönelik şiddette yüzde 1400 artmış durumda. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu raporuna göre 2002 ile 2011 yılının ilk altı yılı arasında resmi rakamlara göre 4 bin 410 kadın öldürüldü. Bu kadınların katilleri ise ya kocaları, ya babaları veya sevgilileri. 2011 yılının ilk altı ayında erkek cinayetine 130 kadın kurban gitti. 2010 yılının ilk yedi ayında cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar kapsamında 478 kadın tecavüze uğrarken, 722 kadın taciz edildi. Aile içi şiddet kapsamında 6423 kadın şiddete maruz kalarak hastanelik oldu. Aynı yıl için 18 yaşından küçükken tacize uğrayanların oranı yüzde 82.5. Tanıdıkları bir erkeğin tecavüzüne uğrayanların oranı ise yüzde 91.3 düzeyine ulaşıyor.

Kadının Statüsünü Geliştirme Müdürlüğü tarafından 2010 yılında yürütülen araştırma kadına yönelik şiddetin boyutlarını ortaya koyuyor. Söz konusu araştırmanın sonuçları şöyle:

Evlenmiş veya birlikteliği olan kadınların yüzde 39’u yaşamlarının herhangi bir döneminde eşleri tarafından Şziksel şiddete maruz kalıyor ve şiddete uğrayanların yaklaşık yarısı ise (yüzde 46) vurma, tekmeleme, boğazını sıkma, bıçak ya da silah kullanma gibi ağır derecedeki şiddet biçimlerini yaşadıklarını belirtiyor. Gebelik döneminde her 10 kadından biri fiziksel şiddete maruz kalıyor.

Ek bilgiler

  • Yazar Nuray Ergüneş
  • Yıl 2010
Yayınlandığı kategori Kadın
Ara...