Batılı emperyalistlerin Ortadoğu'yu "hizaya getirmek" için ileri sürdükleri "proje"lerin tarihi, epey eskiye dayanır. Devasa enerji kaynaklarının yanı sıra, "Eski Dünya"nın merkezindeki konumuyla Ortadoğu, emperyalist/sömürgeci hesaplarda daima ön planda oldu. Öyle ki; başka bölgelere yönelik askeri/politik hamlelerde dahi hesaba katılmaması mümkün olmuyordu.
Tarih boyunca her sömürgeci/emperyalist "proje", hedef bölgenin ve giderek dünyanın "hoşuna gidecek" söylemlerle süslenmeye çalışıldı. Afrika'dan Latin Amerika'ya dek; yağma ve soykırımlar önce "medeniyet", daha sonra "demokrasi" götürmek adına yürütüldü.
Ortadoğu, son yüz yıldır bu söylemin aralıksız kullanıldığı bir bölge. İstisnasız tüm Batılı sömürgeciler, bölgenin stratejik/ekonomik önemini kavradıkları ölçüde, Ortadoğu'ya "demokrasi, hak/hukuk" götürmek için "yanıp tutuşur" oldular.