İZLERİ, ŞİDDETİN...

Almanak 2010Kadın bedeni, başka birçok özellikten çok daha fazla kadını anlatan bir konumda hükmünü sürüyor.

Kadının bedeni, onun kimliğidir adeta. 

Erkek egemen bir toplumun aktarım biçimi olarak şiddet, kadın bedenine türlü yollardan zulmeder.

Güzellik Sopası

Beden, kadının yaşamının kontrolünde kilit bir konuma yerleşmiş, hayatına oradan seslenir. Kadın bir türlü memnun edemediği abus bedeniyle, iradesizliğinin beyanı olarak her daim yüzünde şaplağın tehdidini hisseder. Kendine güvenmek, işte başarılı olabilmek ve hatta bazen iş sahibi olabilmek için bedenle ilgili belli kıstasların karşılanması icap eder. Öyle ki; asgari ücretle prezentabl olmak, ağzını açmış yutacak vasıfsız genç bekleyen iş sektöründe neredeyse kadın işçi olmanın gereğini aşmış, kadın olmanın vazgeçilmezi haline gelmiştir.

Kadın için "bir türlü kabına sığmayan" beden, öncelikle bir günah deposudur; kışkırtıcıdır. Ama cehaletle etiketleneceği sınırı geçmeyen bir doğurganlık ile kutsanan toplumsal bir dikkati de üzerinde taşır. Hem herkesi baştan çıkarabilecek kadar güzel olsun, hem bir tek 'sahibi olan' erkeği baştan çıkarsın'dır. Hem doğursun, hem güzel kalsın'dır. Önce cinsellikte toy bir bakire olsun, hemen sonra kocasına cinsel oyunların kitabını yazsın'dır. Parça başı işlerde eli mıncık mıncık olsun, tarla başında güneşten kurusun, ip campazı misali salındığı topuklu ayakkabılar üzerinde oradan oraya koşuştururken cılkı çıksın, masa başında paralansın ama evin içine girdi mi yatağın yedi sihri bulaşsındır orasına burasına, parıl parıl parlasın. Ya da evde yedi kocalı Hürmüz, dışarda erkek fatma...

Ek bilgiler

  • Yazar: Gülnur Elçik
  • Yıl: 2010
Ara...