Kapitalizm, -emperyalizm aşamasına ulaşmasıyla birlikte- insanlığa verecek şeylerinin olduğu, tarihsel bakımdan ilerici rol oynadığı dönemi çok gerilerde bırakmıştır. Ancak hala egemen sistem olarak hüküm sürdüğü için; egemenliğinin devamını her gün daha geri güçleri kendi yardımına çağırmakta bulmaktadır.
Kapitalist-emperyalist sistem ülkeleri, işçi sınıfı ve emekçilerin yarattığı değerleri yağmalayarak, insanlığı açlığa, yoksulluğa, eğitimsizliğe, sağlıksızlığa, barınaksızlığa mahkum etmektedir. Büyük kapitalist güç odakları, dünyayı yağmalamak; insanlığın tarihsel süreç içinde biriktirdiği tüm ilerici birikimleri, emeğin tüm kazanımlarını ortadan kaldırmak, işçi sınıfı ve sosyalizmin insanlığa kazandırdığı hak ve değerleri ebediyen yok etmek; tekellerin çıkarlarının “tek gerçek değer” olduğu bir dünya kurma fikrinde tam bir uzlaşma içindedirler. Ancak bu gelişmiş emperyalist ülkeler; bu yağmanın nasıl olacağı ve kimlerin ne kadar pay alacağı konusunda anlaşamamakta; dolayısıyla da, yeni kamplaşmalar; birbiriyle her yolla mücadele etmek için yeni birlik ve anlaşmalar yapmaktadırlar.