Ülke çıkarları üzerine
Tarihsel olarak bakıldığında “ülke çıkarı” kavramı, ulus devletin oluşum süreciyle birlikte gündeme gelmiştir. Dolayısıyla, kavramın bugünkü karşılığıyla “ülke çıkarı”nın temelde burjuva karakter taşıdığını söyleyebiliriz.
Tarihteki bütün burjuva devrimlerinde ve bu devrimlere eşlik eden modern ulus devlet oluşum süreçlerinde belirgin bir ideolojik yapılanma da görülür. Daha “resmi” nitelik taşıyan bu ideolojik yapılanmada “ülke çıkarı”, milliyetçi bir çerçeveye oturtulur. Burada sözü edilen, 18 ve 19’uncu yüzyıllara özgü milliyetçi ideolojidir. Siyasal iktidara yerleşmeye ya da bu iktidarı pekiştirmeye çalışan burjuvazi, toplumdaki sınıfların çıkarlarını kesen, ayrı sınıfları ortak zeminde buluşturan “ulusal çıkarlar”ın ya da “ülke çıkarları”nın varlığından söz etmiştir. “Ülke çıkarları”, Büyük Britanya gibi kapitalistleşme sürecini daha önce yaşayan ülkelerde “dünya egemenliğinin korunması”; ABD gibi eski İngiliz sömürgelerinde “bağımsızlık”; Fransa gibi burjuva devrimin siyasal planda radikal uçlara yöneldiği ülkelerde “özgürlük ve eşitlik”; nihayet Almanya ve Çarlık Rusyası gibi görece geç kapitalistleşen ülkelerde ise “hızla modernleşme ve ileride olana yetişme” gibi başat motiflerle birlikte vurgulanmıştır.