İNSAN HAKKI ve HAK İHLALLERİ

Almanak 2011Makalede, “İnsan Hakkı” ve “Hak İhlalleri” kavram ve olguları, ekonomik açıdan ve kapitalist sistemin dinamikleri bağlamında ele alınarak, zamanla sistemin ilerleyişi doğrultusunda değişim ve farklılaşma görüntüleriyle irdelenecektir. Bu nedenle, tarihsel sınırlarıyla, kapitalizmin kategorik olarak netleştiği dönemden gerilere gidilmeyecek; teorik sınırlarıyla ise, Marksizm tartışmalarına kayılmayacaktır. “İnsan Hakkı” ve “Hak İhlalleri” konuları tartışılırken, Kapital’in alt başlığında da ifade edildiği üzere, “Ekonomi Politiğin Eleştirisi” ölçütünün odağa koyulmamasının ciddi bir eksikliği oluşturduğu bilinciyle böyle bir denemeye girişmenin amacı, kapitalizmin aldatıcı yüzünün sergilenmesidir. 

17. yüzyılın sonlarından 18. yüzyılın ortalarına kadar uzanan sürede John Locke etkisi altında “doğal hukuk” görüşünden kaynaklanan insan hakları yaklaşımı, toplum içinde bireyi diğer bireylere ve devlet aygıtına karşı koruma mantığı içinde gelişmiştir. Fransız İhtilali’ni izleyen dönemde, kısmen J. J. Rousseau’nun da etkisi altında gelişen bilim ve inançlar karışımı bir doku üzerinde (Russell, 1961; 693) şekillenen “İnsan Hakkı” olgusu zaman içinde tedricen ferdiyetçi görüş üzerine oturtulmuştur. 10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, emredici hukuki değeri olmayıp daha çok siyasî değeri haiz, otuz maddelik bir metin halinde oluşturulan insan hakları konusu uluslararası alanda yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ana başlığı altında otuz madde içinde kapsanan insan hakları üç alt başlık altında toplanmaktadır. Alt başlıklar şöyledir: “Kişi Özgürlükleri ve Siyasal Haklar” başlığı altında birinci kuşak haklar; “Sosyal, İktisadi ve Kültürel Haklar” başlığı altında ikinci kuşak haklar; ve nihayet, “Dayanışma Hakları” başlığı altında da üçüncü kuşak insan hakları kapsanmıştır (Kabaoğlu, 1997; 16–22).

Ek bilgiler

  • Yazar: İzzettin Önder
  • Yıl: 2011
Bu kategorideki diğerleri: « SAYILARLA TÜRKİYE’NİN SAĞLIĞI
Ara...