2007 YILINDA SAĞLIK ve SOSYAL GÜVENLİK

Almanak 20071973 ve 1979 yıllarında yaşanan ve ağırlıklı olarak petrol krizinin diğer sektörlere yayılmasından kaynaklı olarak ortaya çıkan uluslararası krizlerin ardından yeni bir sermaye birikim modeli benimsenmiştir. Bu yeni sermaye birikim modeli ile hedeşenen şey özellikle kamu hizmetlerinin büyük ölçüde tasfiye edilmesi yoluyla piyasanın genişletilmesidir. Bu modelin en önemli aracı ise özelleştirmelerdir.

Özelleştirme dalgasının en önemli odaklarından biri de kamu sağlık sistemidir. 1980’li yıllardan itibaren neredeyse tüm ülkelerde IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla kamusal sağlık sisteminin özelleştirilmesine yönelik çeşitli programlar oluşturulmuştur. Türkiye’de de 1980’lerde başlayan 1990’larda devam eden ve AKP Hükümeti döneminde hızlanarak 2006’da son aşamalarına getirilen IMF ve DB dayatması “sağlıkta dönüşüm programı” hayata geçirilmek istenmektedir.

Bu bağlamda Dünya Bankası’nın 1987 yılında hazırladığı “Gelişmekte Olan Ülkelerde Sağlığın Finansmanı: Bir Reform Ajandası” başlıklı rapor Türkiye’de sağlıkta neo-liberal reform uygulamalarına temel teşkil etmiş ve katkı payını da ilk kez gündeme getirmiştir. 1990 yılında hazırlanan “Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Projesi” ile sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ve piyasalaştırılması için gerekli kredi desteği verilmiştir. Daha sonra 1993 yılındaki “Dünya Gelişme Raporu: Sağlıkta Yatırımlar” başlıklı raporda temel hizmet paketi uygulaması gündeme getirilmiş ve bu uygulama yoksul kesimin sağlık hakkının minimum paketlere sıkıştırılarak devlet tarafından finanse edilmesine dayandırılarak meşrulaştırılmaya çalışılmıştır.

Ek bilgiler

  • Yazar: Cahide Sarı
  • Yıl: 2007
Ara...